Almanya Türkçe ve Çok Dilli Eğitim Birliğinin
„Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli“ İle İlgili Görüşü
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan „Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli“ eğitim müfredatının dikkate değer bir değişimden geçtiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu değişikliklerin genç nesillerin eğitimine ve toplumun geleceğine etkisi konusunda bazı endişelerimiz bulunmaktadır. Eğitim, evrensel değerleri baz alarak sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bireylerin düşünme yeteneklerini geliştirmelerini, sorgulama becerilerini kazanmalarını ve eleştirel düşünceyi teşvik etmeyi amaçlamalıdır. Yeni müfredatta gözlemlediğimiz kadarıyla, bu temel prensiplere yeterince vurgu yapılmadığı görülmektedir. Genç nesillerin, çeşitliliği zenginlik olarak gören, bilimsel ve demokratik düşünceye saygı duyan bir eğitim alması gerektiğine inanıyoruz. Eğitim sistemi, öğrencilere sadece belli bir ideolojiyi veya düşünceyi benimsemelerini empoze etmemelidir. Aksine, öğrencilere farklı bakış açılarına açık olmayı, bilgiye erişimde özgür olmayı ve düşüncelerini özgürce ifade etmeyi öğretmelidir. Müfredatı incelediğimizde pedagojiye ve bilime aykırı, „‘dini’ ağırlıklı“ bir müfredat ön plana çıkmaktadır. Bu haliyle „‘laik’ eğitim“ sistemi hedef alınmıştır. Bu müfredatla bilimden uzaklaştırılmış bir nesil yetiştirme hedeflen-mektedir. Böyle bir eğitim sistemini yeni nesillerin geleceği için tehlike olarak görüyoruz.
Birlik olarak otoriter bir eğitim modelinin demokratik değerlerle uyumsuz olduğu görüşünü savunuyoruz. Öğrencilere katılımcılık, özgür düşünme ve eleştirel düşünme gibi önemli becerileri kazandırmak yerine, otoriter bir yapıyla sınırlı kalınmasının özgürlükleri kısıtladığına dikkat çekmek istiyoruz.
Laiklik ilkesinin zayıflatılmasıyla birlikte, eğitim sisteminin dini kurallarla yönlendirilmesinin din ve devlet ayrılığını negativ etkileyeceği ve toplumda bölünmelere neden olabileceği aşikardır. Bu durum, farklı düşünce ve inançlara sahip bireyleri dışlayıcı bir ortamın oluşmasına yol açacaktır.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu hale getirilmesinin, çocukların dini inançlarına saygı göstermeyen ya da farklı düşüncelere izin vermeyen bir eğitim ortamı yaratabileceğini düsünüyoruz. Bu durum, çocukların dini inançlarını özgürce keşfetmelerini engelleyecek ve çeşitliliği kabul etmeyi öğrenmelerini de zorlaştıracaktır.